1999 yılında Bilkent Üniversitesi'nin mezuniyet töreninde sevgili Talat Hamlan 'Dünya sizin için şaheser olsun ve dünyaya şaheserler sunun' demişti. Dünyaya şaheserler sunmanın yolu sizin şaheser olmanızdan geçmeyebilir; ama kendinizle alakalı en iyiyi yakalamaya çalışabilirsiniz.
Kendinizi şaheser ya da harika hissetmeseniz de yapabileceğiniz en iyi şeyleri yapıp, geriye çekilin. Arkanızı döndüğünüzde, vicdanı bir rahatlamayla beraber en doğru kararları verip en doğru yolu seçtiğinizi göreceksiniz. Elbette hedeflerinize ilerlerken sorunsuz bır yolculuk yapmayı beklemeyin. Tamamen sorunsuz olanlar (şimdilik bildiğimiz kadarıyla) mezardakiler! Engelleri, atlama taşları olarak algılayın ve bilin ki geçmek için çaba harcadığınız her engel sizi daha da ileriye taşıyacak.
Henüz 10 yaşında olan bir genç kazada sol kolunu kaybeder. Bu üzücü olay çocuğun hayata küsmesine neden olur, çünkü 10 yaşındaki bu küçük çocuk büyüdüğü zaman harika bir tekvandocu olmak istemektedir. Oğulları için çözüm arayışında olan aile, onu bir tekvando hocasına götürmeye karar verirler, tekvando hocasına oğlunun durumunu anlatan baba eğitime kabul edilmesi için rica eder. 10 yaşındaki o çocuk, genç bir delikanlı olunca tekvando şampiyonasında rakiplerini yenerek birinci olur. Hem mutluluğu hem de şaşkınlığı yaşayan gence, tekvando hocası şu açıklamayı yapar; 'Dünyada hiç kimse bir hareketi senin kadar uzun bir süre çalışmadı. Asıl önemli olan da öğrettiğim bu hareketin karşı hareketi rakibin senin sol kolunu tutmasıdır. Senin sol kolun olmadığına göre!' Hedefinden vazgeçmeyen genç bunu avantaja dönüştürmüştü işte… Engelleri kendi lehinize kullanmaya çalışın.
Sorunlar, sıkıntılar beynin yaratıcı düşünmesini ve üretici olmasını engeller, kendiniz daha rahat hissettiğinizde başarı yolunda daha doğru kararlar alabilirsiniz. Bu nedenledir ki, yoğun stres altında karar verirken çok dikkat edin, mümkünse önce rahatlatın kendinizi, zorluklar yıldırmasın sizi.