Ve çalışan bir anne olmak gerçekten çok zordur. Her şeye yetişmeye çalışır anne. Reklamlarda da sözü geçtiği gibi ayakkabı bağlayıcısıdır, doktordur, aşçıdır… Her ne için çalışılıyorsa çalışılsın; çalışan annelerin üç büyük problemi vardır. İlki çok fazla görev alma, zihinsel ve bedensel yorgunluk, ikincisi düzgün bir çocuk bakıcısının nasıl bulunacağı, üçüncüsü ise iyi bir anne olamadım / iyi bir çalışan olamadım gibi olumsuz düşünceler…
Anneler, iş yerlerine sabah 8.00 de gidip akşam eve 17.00 de döndüklerinde zaten yeterince yorulmuş, bütün enerjisini tüketmiş oluyor. Evde yapılacaklar da önceden belirli bir düzen içindedir; iki ayda bir perdeler yıkanacaktır, mutfak dolabı her ay silinecektir, çatal bıçaklar iki haftada bir bakımdan geçecektir v.b. Hayatınıza bir bebek gelene kadar bütün bu görevler toplumsal olarak bayanlara yüklenmiştir. Bütün bu yorucu görevlerin ardından 24 saat mesai isteyen bir bebek hayata gelmiştir. Bayanların birçoğu bu durumu çaresiz görmektedir. Hem anne olmanın mutluluğunu yaşayan hem de bütün bu görevle nasıl baş etmesi gerektiğini düşünen bayanlar; MÜKEMMEL OLMAK ZORUNDA DEĞİLSİNİZ, bütün görevleri tek başınıza halletmeniz gerekmiyor. Sizin dışında başkalarının yapabileceği işlerin bir listesini hazırlayabilirsiniz. Evde akşam yemeğini her zaman siz hazırlamak zorunda değilsiniz, eşinizden bu konuda destek isteyin. Bebeği emziremez ama her zaman sizin hazırladığınız yemeği bir süre o hazırlayabilir. Ya da onun da yapabileceğini düşündüğünüz görevleri ona verin, ütü yapmak, salonu temizlemek gibi… Yapacağınız küçük görev paylaşımları bile anne olarak biraz nefes almanızı sağlayacaktır. İş yerinde iş arkadaşlarınızla daha fazla görev paylaşımında bulunabilirsiniz. Bebeğiniz doğmadan önce vazgeçilebilecek alışkanlıklarınızı gözden geçirin. Örneğin her hafta sonu üniversiteden arkadaşlarınızla buluşma alışkanlığınızı iki haftada bir üç haftada bir yapabilirsiniz ya da arkadaşlarınızı kendi evinizde ağırlamayı deneyebilirsiniz, aile ziyaretlerinin sayısını azaltabilirsiniz. Gerek evde gerekse işte sorumluluklarınızın arttığını hissettiğiniz anlarda sadece acil ve önemli olanları yapmayı deneyin. Müdürünüz bir süre bekleyebilir, yıkanmayan perdeler bekleyebilir, arkadaşlarınız bekleyebilir ama bebeğiniz bekleyemez. Kendiniz yormadan, sıkmadan hayat düzeninizi oturtmaya çalışın.
Yoğunluğu değişmekle birlikte birçok anne suçluluk duygusu hisseder. Çalışan annelerin büyük bir kısmı bebekten öncede çalışma hayatı olan bayanlardır. Önceden çalışma hayatı olan, üretken, girişken, sosyal bir bayanın bebekten sonra evde oturmaya başlaması kendi psikolojisini olumsuz yönde etkilemektedir. Eski kuvvet, beceri ve kabiliyetini kaybetme korkusunu yaşar çalışmayı aniden bırakan anneler. Bu durum mesleki tatminsizlik, sosyal yetersizlik hissetme, kendini değersi görme, duygusal tatminsizlik olarak anneyi günden güne daha fazla rahatsız etmeye başlar. Unutmayın, bebeklerimiz biz mutlu olduğumuzda mutlu üzgün olduğumuzda üzgün olurlar. Onların hiçbir şeyi anlamadığı düşünülse de, birçok şeyi hissedebilirler. Evde olan ve sürekli mutsuz, özgüveni düşük bir anne yerine özgüveni yüksek, mutlu anneler ister bebekler.
Zaman yönetimi yapın ve çocuğunuza ayıracağınız vakit, kariyerinize, evinize, eşinize, ailenize, arkadaşlarınıza ayıracağınız vakitleri önceden belirleyin. Suçluluk hissetmenizi önleyecektir. Ayrıca unutulmamalıdır ki, haftanın beş günü çocuğunuzla beraber olup hiçbir şey yapmıyor olursanız bu daha kötüdür. Haftanın beş günü çalışıp hafta sonu onunla keyifli bir kahvaltının ardından oyun parkında oyunlar oynamak bebeğinizin gelişimi için daha faydalı olacaktır. Önemli olan çocuğunuzu saatlerce görebilmek değil; onunla geçirdiğiz kısıtlı vakitleri değerli geçirmektir.
Çeşitli durumlar sizin vicdanınızı rahatsız edebilir. Bebeğinizin bakıcısına ya da anneanneye babaanneye 'anne' demesi… Siz işe giderken arkanızdan ağlaması… Sizin varlığınızı ya da yokluğunuzu önemsememesi, sizin yedirdiğiniz yemekleri beğenmemesi gibi olaylar yaşadığınız zaman vicdani bir rahatsızlık hissedebilirsiniz. Kuşkusuz bu saydığım durumlar bütün anneleri üzer ama şöyle düşünmeye çalışın 'bebeğimi öyle iyi bir bakıcısı var ki, onu çok seviyor'. Çocuğunuz bakıcısını bu kadar çok sevdiği için sevinin hatta. Ayrıca olumsuz düşüncelerinizden bazılarını olumluya çevirmelisiniz 'çalışmaya mecburum, bunu yapmak zorundayım' düşüncesi yerine 'çocuğum için para kazanmam gerekiyor' diye düşünebilirsiniz. Çocuğunuza kimin bakacağına karar vermek gerçekten çok zordur. Anne ve baba buna beraber karar vermelidir. Çocuğun bakımı ve eğitimi ile ilgili beklentiler bakıcıya beraber ve net olarak anlatılmalı. Bakıcınızın bebeğe sizin evinizde bakması bebeğin eve yabancılık çekmemesi açısından faydalı olacaktır. Bakıcınız bebeğinize siz işteyken bakabilir ama akşam saatlerinde bebeğinizin sizinle (anne babayla) vakit geçirmesi daha faydalıdır. Temiz, düzenli, dürüst, iletişim becerisi kuvvetli, yeniliğe ve değişime açık, sabırlı olmasına da özen göstermelisiniz.